Reklamı Geç
Diva Otel
Gümüş Oto
Mert Kasap
Güneyler
Zülfiyar

Zülfiyar

Mail: [email protected]

Eğitimde perde!…

 

Eğitimde perde!…

 

Süleyman Yılmaz1

 

Henüz, yükseköğretimde yeni dönem açılmadı ama MEB’te anaokulundan üniversiteye kadar olan tüm kademeler ders başı yaptı. Yazın, öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen kavramları üzerinden öğretmenin kariyer basamaklarını ilgilendiren eğitim ve sınav süreçlerinden konuşuyorduk. Eğitimleri nasıl olacak, sınavları nasıl yapılacak, sınav olmalı mı olmamalı mı? Sendikalar, eğitim uzmanları ve eğitimin tüm bileşenleri Halaç pamuğu gibiydi. Hala da net ve sağlıklı bir sonuç çıktığı söylenemez! Nasrettin hocanın eşeğinin kuyruğu misali, konu kamuoyunun gözü önünde tartışıldığından uzunluğu, kısalığı tartışılması normaldi.

Şimdi, 2022-2023 eğitim öğretim yılı başladı. Henüz üzerinden etkisini atamadığımız Pandemi sürecinin akabinde, Kasım 2021 ile başlayan ekonomik kriz ve dövizdeki dalgalanmalar piyasaları vurmaya devam ediyor. Bir ailenin temel harcamalarını ilgilendiren harcama kalemlerinin aile bütçesine yansıması o tarihten bu yana 3-4 kat artmış durumda. Bunu çarşı pazarda az çok alışveriş yapan herkes bilir, görür. Biz eğitime yansımasına değinmek istiyoruz. MEB eğitimde bedava kitap sloganı ile bir takım uygulamalar geliştirmişti. Biz bir eğitimci olarak ilk günden itibaren bedava kitap uygulamasından yana değiliz. Görünüşte masumane kulağa hoş gelen bir lütuf olarak görünse de arka planda, hazırlanan kitapların içeriği, bilgilerin sağlam, sağlıklı ve güncel olmaması gibi yönleriyle sürekli eleştiri almıştır. Devletin bedava kitabına rağmen eğitim rekabet piyasasının (!) mahalle baskısıyla gelişen ve çocuklarımızı skor odaklı depar atı yapma gayretiyle yardımcı ders kitapları uygulaması da eş zamanlı sürece dahil oluyordu. Veliler, deyim yerindeyse okulun ilk iki haftası o kitapçı senin, bu kitapçı benim koşuşturup, duruyorlardı. Peki, ya okula dağıtılan bedava kitaplar içerik ve nitelik açısından ihtiyaca cevap verse de yardımcı kitaplara gerek kalmasa ya da yardımcı kitaplar bu ihtiyaca cevap veriyorsa devlet 20 Milyona yakın öğrenci için kitap bastırma masraf ve külfetine girmese nasıl olur? Bu teklifime siyasiler olur mu bizim vatandaşa sözümüz var diye itiraz edebilir. Hatta yardımcı kitap isteyen öğretmenler de yine hocam, bedava kitapların içeriği ile kademeler arası geçiş sınavlarının içeriği aynı değil, yardımcı kitaba mecburuz diye itiraz edebilir. Ne olacak şimdi? Ortak bir noktada buluşma şansımız yok mu? Sistem aynı işliyor, çark yine aynı dönüyorsa, demek ki böyle gelmiş, böyle gider demekten öte kendimizi yormamızın anlamı ve hükmü kalmıyor.

Yeniden konumuza dönelim. Bir öğrencinin okulunda neye ihtiyacı var?

1) Eğer o yıl değişmemişse, okul kıyafetlerine ve spor kıyafetlerine,

2) Kitap ve kırtasiye ürünlerine,

3) Okul servisine,

4) Tam gün okullar için öğle yemeğine,

5) Okulun temizlik, tamirat ve tadilat işlemleri için dönemsel aidatlara,

6) Takviye bir eğitim alınması gerekiyorsa, özel ve genel kurslara ihtiyaç var.

Elbette bunları sağlamak için tomarla paraya ihtiyaç var. Yukarıda sayılan kalemlerin hepsi ateş bahası olmuş. Orta ve düşük gelirli bir vatandaşın bunları karşılamada zorlanacağı aşikârdır.

Gelelim şimdi yükseköğretime. Gençlerimiz pırıl pırıl bir gelecek ümidiyle sınavına girdiler. Giriş baraj puanları da düşürüldüğünden önceki döneme göre yaklaşık % 25 daha fazla öğrenci yükseköğretime başlangıç yapacaklar. Kasım ekonomik kriziyle birlikte özellikle üniversitelerin yoğunlukta olduğu büyükşehirlerde artan ev fiyatları ve bunların kiraya yansıması dudak uçuklatacak türden oldu. Emlak piyasasının baş döndüren fiyat artışlarına maalesef bir sınırlama getirilemedi. Öğrenci sayısı fazla, mevcut yurtlar ihtiyaca cevap veremiyor. Öğrenci kiralık ev tutmaya çalışıyor, maalesef yetişmek mümkün değil. Yükseköğretime başlayacak öğrenci artan yol giderleri, konaklama, kitap ve kırtasiye, yeme-içme gibi zaruri ihtiyaçları nasıl karşılayacağını düşünmekten, kazandığı bölüme sevinemiyor bile.

Eğitim olmazsa, olmazımız. Bu çocuklar ve gençler bizim gençlerimiz. Her şeyi bir kenara bırakıp öncelikli kaygımız bu olmalı ve buna dönük politikalar üretmeliyiz. Gençlerimizin ikballeri ve hayalleri ile oynayamayız. Her şeyden tasarruf yapılabilir, hatta itibardan bile, ama eğitimden asla!

 

youtube

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Güneyler