İMANIN MEYVESİ GÜZEL AHLAKTIR
İslam dininin özü; “İman” aksiyonu; “İbadet” meyvesi de; “Güzel Ahlak” tır. Bu bağlamda, Allaha iman edip ‘mü’min’ olmak güzel bir karardır. Ama bu imanı ibadet ve salih amellerle güzelleştirip feyizlendirmek ve güzel bir ahlaka dönüştürmek ise en güzeli ve en mükemmelidir. Zîra sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam bir hadisinde; şöyle buyurur: “İnsanların iman yönünden en faziletlisi ahlakı en güzel olandır.” Çünkü hâlis ve feyizli bir imanın semeresi, meyvesi daima ‘Güzel ahlak’tır. Bu bağlamda eğer bir insanın ahlakı güzelse imanı da güzeldir. Veya imanı güzelse ahlakı da güzeldir, kendisi de güzeldir. Aksi halde o iman; kuru bir imandır veya hastalıklı bir imandır.
İman; Allah’a giden yolun kapısı, ibadetlerin anahtarı, güzel ahlakın pusulasıdır. “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlüllah” diyen her insan, iman kapısından islama girer, sonra ibadet ve salih amellerle imanını feyizlendirir ve güzelleştirir. Güzelleşen ve feyizlenen imanın meyvesi de daima güzel bir söz veya güzel bir davranış olur. Yani güzel bir ahlak olur. Çünkü iman güzel ahlaktır. Ama şunu da iyi bilelim ki, imanın bir kaidesi olan ibadetler eğer imanı feyizlendirip güzel bir ahlaka dönüştüremiyorsa o ibadetler feyiz ve bereketi olmayan ibadetlerdir. Bir gün peygamberimizin yanına gelen iki kişi gıbta ile gündüzleri oruç tutan, geceleri de sabaha kadar namaz kılan birini övdüler. Peygamberimiz o kişinin ahlakını sordu. Onlar da, o kişinin biraz cimri ve biraz da geçimsiz olduğunu söylediler. Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Öyleyse o ibadetlerin ne hayrı kaldı ki?” Peygamberimizin bu uyarısından da anlıyoruz ki, ibadetler imanı feyizlendirecek şekilde ihlaslı olmalı. Çünkü ihlasla yapılan ibadetler insanı mutlaka hayasızlıklardan, kötülüklerden ve fenalıklardan alıkor, iyiliklere ve hayra yönlendirir. Meselâ, Rabbimiz Allah Namaz hakkında şöyle buyurur: “Sana vahyedilen kitabı oku. Namazı doğru kıl! Muhakkak ki Namaz; insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allahı anmak en büyük ibadettir. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut-45) Meselâ Peygamberimiz de bir hadisinde: “Temizlik imandandır.” buyurduğu gibi “Temizlik” ahlakı imandandır. Yine peygamberimiz bir hadisinde: “Müslüman o kimsedir ki, insanlar onun elinden ve dilinden emindirler.” buyurduğu gibi “Güvenilir bir kimse olmak” imandandır. Yine peygamberimiz bir hadisinde: “Bir kimse kendisi için arzu ettiğini mü’min kardeşi için de arzu etmedikçe gerçek iman etmiş olmaz.” buyurduğu gibi “Başkalarının Hak ve hukukunu korumak” imandandır. Yine peygamberimiz bir hadisinde: “İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.” buyurduğu gibi sevmek de imandandır. Bu bağlamda her makbul ibadet; insanın ahlakını ve imanını güzelleştiren feyizli bir eylemdir. Ve yine şahit olduğumuz her güzel ahlakî davranış da feyizli bir imanın güzel bir meyvesidir. Ve bu bağlamda her güzel ahlakî davranış güzel bir ibadet ve her güzel ibadet de güzel bir ahlaktır. Meselâ, Namaz kılmak, Zekat vermek birer ibadet olduğu gibi aynı zamanda güzel bir ahlaki davranıştır. Meselâ, Ana-babaya itaat ve onlara iyilik ve yardımda bulunmak, selamlaşmak, iyilik ve yardımlaşmak, insanlara zarar veren bir şeyi def etmek, verdiği sözde durmak, doğru söz söylemek, yalan söylememek, başkalarını aldatmamak, insanlara zulmetmemek hem imanî hem de ahlakî bir davranıştır. Ve dinimizde her ibadet güzel bir ahlak örneği, her güzel davranış da bir ibadet örneğidir. Ve bütün bunlar gerçek bir imanın güzel ve feyizli meyveleridir. Bakınız, Rabbimiz Allah Kur’anda ne buyuruyor; “Yüzlerinizi doğuya ya da batıya çevirmeniz iyi olmak değildir. Lâkin iyi olanlar; Allah’a âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanan ve O’nun rızasıyla yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve elleri altında bulunanlara iyilik ve yardım eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, söz verdiklerinde sözlerinde duran, zorda ve darda kaldıklarında sabredenlerdir.” (Bakara-177)
İşte, bütün bu güzel ahlaki davranışlar ancak, hâlis ve güzel bir imanla elde edilir. Aslında iman, ibadet ve ahlak bir bütündür. Bunlardan birini diğerinden ayırmak mümkün değildir. Birinin zâfiyeti diğerini de yaralar ve olumsuz olarak etkiler. Bu nedenle iman, ibadet ve ahlak birbirini tamamlayan ve güzelleştiren unsurlardır. Öyle ki, ahlakı güzel olan kimsenin imanı ve ibadetleri de güzel olur. İmanı güzel olan kimsenin ibadetleri de ahlakı da güzel olur. Ve insan eğer böyle olursa, öyle bir mükemmelliğe ulaşır ki, artık onun her sözü ve her davranışı feyizli bir ibadete ve her ibadeti de güzel ve feyizli bir ahlaka dönüşür. İşte imanın özü ve muhasebesi budur. İmanınız kavi, ibadetleriniz makbul, ameliniz sâlih, ahlakınız güzel, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun! (muallimosman)
Yorum Yazın