Reklamı Geç
Ceviz Ticaret
Nissan Arslanoğlu’ndan son fırsat!!
Diva Otel
Ceviz Ticaret
Aziz Yalı

Aziz Yalı

Mail: [email protected]

KAFAMDAKİ SORULAR

KAFAMDAKİ SORULAR

Henüz çocuk denecek yaşlarda tanıştığım kardeşi kardeşe düşman edecek kadar yoğunlaşan ve insanlar arasındaki iletişimi içinden çıkılmaz bir kaos haline getirerek yıllarca unutulmayacak büyük açılar yaşanmasına sebep olan siyasi kutuplaşmalar, son zamanlarda günden güne artarak yine tehlikeli kutuplaşmalara zemin hazırlayabilecek potansiyel taşımaya başlamıştır.

Özellikle seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde toplumda siyasetten başka hiçbir şey konuşulmamakta ve siyasetçilerden başlamak üzere toplumun bireylerine de sirayet ederek karşılıklı olarak farklı görüşlerin birbirleri için kullandıkları politik dil giderek sertleşmektedir.

Bu davranış biçimleri sadece sokakta, çarşıda, pazarda, iş yerindeki bireyler arasında görülen bir durum da değildir. Yazılı ve görsel basında, sosyal medya araçlarındaki paylaşımlarda, köşe yazılarında ne sağlıklı iletişimin olmazsa olmaz kuralları, ne de iletişim engeli olarak tanımlanan hiç bir kurala özen gösterme duyarlılığının olmadığı ve hakim tek konunun siyaset olduğu ilk bakışta fark edilebilmektedir. Hatta futbol taraftarlığı ve politik söylemler haricindeki konularda insanların birbirlerine karşı bu kadar ağır ifadeler kullandığına bu sıklıkla rastlamak çok mümkün değildir.

Bu kadar hararetli politik tartışmaların ana ekseni maalesef çoğunlukla ülke gerçeklerini ve sayısız problemleri yansıtmaktan, yapılan yanlışları objektif olarak değerlendirmekten daha ziyade klişe politik söylemler üzerinden ya da karşı görüşün politikalarını eleştirmek üzerinden yürümektedir. Hatta bu iş öyle fanatizm boyutuna gelebilmekte ki daha önce karşıt görüşte olup şiddetli bir şekilde eleştirilen bir siyasi profil saf değiştirip kişilerin görüşlerine yakın bir politika üretmeye başladığı zaman muteber bile olabilmektedir.

1990 lı yılların başlarında üniversiteyi bitirdiğim zaman ilk yurt dışı çıkışımda ve daha sonraki çıkışlarımda oralarda sokaktaki insanların çoğunluğunun bizde olduğu kadar gündelik politikalar üzerinden sohbetler yapmadığını, bu derece çatışma içinde olmadığını ve siyasi fikir birlikteliği üzerinden bireysel ilişkiler ve ahbaplıklar geliştirmediğini gördüğümde çok büyük şaşkınlık yaşadığımı dün gibi hatırlıyorum.

Tüm bunlara bağlı olarak uzun zamandır kafamda bazı sorulara cevap arıyorum.

İnsanlar bir araya gelince neden doğa ve çevre bilinci, doğal kaynakların korunması, eğitim, gelişen teknolojiye ve ekonomik sisteme bağlı olarak değişen sosyal yaşam ve bunun getirdiği problemler, bilim, sanat, edebiyat, toplum kurallarına saygı, ülkemizin çeşitli ve zengin kültürel değerleri, kişilik hakları, öz saygı, kişisel gelişim, ahlak, doğruluk gibi konulardan daha çok politika konuşuyorlar?

Acaba Türkiye'de politika herkesin kolayca yapabileceği kadar basit ve daha az donanım gerektiren bir konu olarak mı algılanıyor? Acaba bu dil daha kolay ve çabuk yoldan statü ve rant mı sağlıyor? Acaba ülkemizde yaşanan tüm olaylara laboratuvar gözüyle değil de, taraftar gözüyle mi bakılıyor? Basılı ve görsel medya organları toplumu olumlu yönde geliştirebilecek birçok konu hakkında bilgilendirme ve program yapabilecekken neden daha çok politika ve toplumun değerlerini ve gerçeklerini yansıtmayan dizi ve show programlarını yayınlamayı öncelikli görüyor? Acaba halk çeşitli iletişim araçları vasıtasıyla manipüle edilerek kamplara bölünüyor ve bu yolla daha mı kolay kutuplaştırılıyorlar? Acaba insanlar inançları, korkuları, yalnızlıkları, umutları sömürülerek, hassasiyet duydukları konular kaşınarak, bölünerek daha kolay yönetilmelerine zemin mi hazırlanıyor?

Yaşanan her türlü doğal afetlerden, terör olaylarından, cinayetlerden sonra acıyı paylaşmak için kenetlenen, ellerinden geldiğince yardıma koşan, tek yürek haline gelen insanlar politik konularda neden bu kadar kolay ayrışıyorlar veya birbirlerinin arasına mesafe koyuyorlar? Yoksa asıl mesele insanlar birbirlerinin yaşam biçimlerine mi tahammül edemiyorlar? Acaba yıllardır süren veya

sürdürülen bu çatışma toplumun gelişmesi, refahı ve barış içinde yaşamasına mı, yoksa kutuplaşmanın şiddetlenerek kuşaklar boyu sürmesine ve bütün karşıtların zarar görmesine mi hizmet etti? Peki, bütün bu çatışmalar hukuk ve demokrasi çerçevesinde tüm toplum yararına şeffaf politikalar ile çözülemez mi?

Güzel yarınlar getirmesi umuduyla 14 Mayıs seçim sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olması dileklerimle.

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Alo Böcek