Kendilerini Devrimci Sanan Yenilikçiler Neden Başarısız Olur?
Yenilikçiler uzun süre başta kalamazlar.
Yetersizdirler.
Çıkarları elden gidecekler (haksız kazanç/konum sahipleri) onlara, entrika çevirirler.
Bazı yenilikçiler o anın gücüyle kuvvet/şiddet veya dayandıkları otorite sayesinde dediğim dedik, çaldığım düdük anlayışındadırlar.
Yenilikçiler, köklü değişiklikler yerine var olan düzeltmeye çalışırlar.
Yaptıkları/yapmak istedikleri kendileriyle sınırıdır.
Ne yaptıklarını bilmedikleri gibi niçin yaptıklarından da emin değildirler.
Yarayı kesip atacaklarını düşünürler ama yarayı derinleştirip sonra da giderler.
Taklitçidirler, başka yerde gördüklerini evirip çevirip uygulamaya çalışırlar.
Yenilikçiler, korkaktır, tepkiye dayamazlar. Karakolda dediklerini mahkemede şaşarlar.
Yapacaklarını uygulayacak yeterli sayıda inançlı kadroları yoktur.
İş bilen kadroları ya uzaklaştırırlar ya da etkisiz kılarlar.
Yenilik için yanında bulundurdukları yapılan yeniliklere inanmadıkları gibi sırf makam ve mevki için yenilikçi görünürler.
Metotları/yöntemleri yoktur. Akıllarına geleni/o ana kadar öğrendikleri uygulayamaya çalışırlar.
Şahsi menfaatleri için hiçbir şey yapmadıklarını söylerler, sözleri suya atılan imza gibidir.
Öncelikleri kendi veya yakınlarındakilerinin öncelikleri olmuş, kritik birçok husus göz ardı edilmiştir.
Donanımlı çalışanları olduğu gibi sonradan görme, toy, acemi, sırf maaşa bağlansın diye yenilik ekiplerine hokkabaz, palyaço da istihdam etmişler.
Yönettiklerini, yönlendirdiklerini sanırlar. Koordine edemezler.
Her şeyi kendilerinin yapabileceğine inandıkları için yaptıklarını/ettiklerini başarılı kabul ederler.
Görsellerde, tablolarda, grafiklerde boğulurlar.
Aşırı egoları, öngörüsüzlükleri nedeniyle ortaya çıkan zararda suçu başkalarına atıp kendilerini olaydan sıyırırlar.
Üstlendikleri konulara bakış açıları net değildir. Çözüme odaklanmazlar.
Fikirleri vardır. Fikirlerini üretme dönüştüremezler.
Yetkileri birileri tarafından tevdi edildiği için o birilerinin ufukları kadar yenilik yapabilirler.
Grupların, merdiven altı yapıların, tarikatların, cemaatlerin, makam mevki saltanatı süren sendikalizm artıkların baskılarına dayanamazlar.
Çooook büyük projelerin adamları oldukları için işin tıkandığı/tıkanacağı zamanlara yakın ne tesadüf ki o makamdan ayrılırlar.
Cevdet Paşa’nın dediği gibi problemleri kökünden çözmek yerine, sathi önlemler alırlar.
Kimseye güvenmezler, güvendikleri de zora gelmezler.
Sel gibidirler geldikleri gibi giderler.
Arkalarında enkaz bırakıp kimseye elveda bile demezler.
Köksüzdürler.
"Ben, bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem; o işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür. Güçlükler karşısında yılmamak gerekir." diyen bir ATATÜRK olamazlar.
Yorum Yazın